İnsan kendini yanlızca insanda tanır
Site Menü  
  Ana Sayfa
  Belgeseller
  Bilim ve Teknik
  Müzik Portalı
  Sinema
  Tiyatrolar
  Halk Ozanlarımız
  Felsefe Portalı
  Edebiyat Portalı
  Siyaset Portalı
  Romanlar-Şiirler
  Yazarlar-Şairler
  Sanat Tarihi
  Mitoloji
  => Türk Mitolojisi
  => Yunan Mitolojisi
  => Hitit Mitolojisi
  => Mısır Mitolojisi
  => Frigya Mitolojisi
  => Roma Mitolojisi
  => Ermeni Mitolojisi
  ORTAK KÜLTÜRÜMÜZ
  Ekstralar
  Ziyaretci defteri
  Top liste
  Galeri
  Kitaplık
Bugün 33 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!
Roma Mitolojisi

Roma Mitolojisi

Kerberos:

Yunan mitolojisinde karşılığı, Hades'in yönettiği, ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı köpek (Hesiode'a göre 50, Horace'a göre ise 100 başı vardı). Kuyruğu bir yılan olan ve sırtında sayısız yılanbaşı bulunan , ısırıkları zehirli bu köpek Herakles'ün 12 görevi arasında yer alır. Kerberos Yunanca 'çukur (çok derinlerdeki, şeytani çukur) iblisi' demektir. Yarı kadın yarı yılan Ekhidna ile dev Typhon'un oğlu olan Kerberos'un kardeşi Orthros 'tur. Dev zincirlerle bağlı olan bu köpeğin görevi yer altına giren ölülerin tekrar yeryüzüne çıkmalarını önlemektir. Sadece üç kere yenilmiştir:
• Son görevi Kerberos'u yakalamak olan Herakles tarafından yakalanarak.,
• Müzik yeteneğini kullanan Orpheus tarafından uyutularak,
• Lethe ırmağındaki su yardımıyla Hermes tarafından uyutularak,
• Roma mitolojisinde, ilaçlı keklerle Aineias tarafından uyutularak,
• Yine bir Roma masalında, ilaçlı keklerle Psykhe tarafından uyutularak.
Kerberos özellikle kapıların, eşiklerin ve sınırların bekçisi olmanın arketipi olmuştur. Orta Çağdan günümüze kurgu yapıtlarda sıkça bu özelliğiyle yer almıştır (Dante'nin İlahi Komedya'sında ve Fluffy olarak J. K. Rowling'in Harry Potter ve Felsefe Taşı adlı kitabında.) Ayrıca günümüzde güvenlik ve savaş alanında da kullanılmaktadır (MIT tarafından geliştirilen Kerberos protokolü gibi.)

 

Roma mitolojisi Antik Roma'da yaşayan insanların mitolojik inançlarının bütününe verilen isimdir. Genelde iki ana bölümü olduğu düşünülür; ilk bölüm ki daha sonraları etkin olmuştur ve edebidir, genellikle Yunan mitolojisindeki öğelerin Romalılaştırılmış hallerinden meydana gelir, ikinci bölüm ise daha erken dönemlerde etkin olmuş olan ve daha çok kültik olan Yunan-benzeri diğer yarıdan farklı uygulama ve inançlara sahip daha özerk bir bölümdür.


Romalılar ve Din

Romalıların hayatında dinin büyük bir önemi vardı. Latince'de "din" anlamına gelen religio sözcüğünün religare yani "bağlamak" fiiliyle olan yakınlığı bazı bilim adamlarına göre önemlidir. Her ne kadar söz konusu fiile yakın olsa da religio sözcüğü çok geniş bir anlam yelpazesine sahipti ve onun birebir karşılığı bir sözcük o dönemin ünlü dillerinde, örneğin Yunanca'da, bulunmamaktaydı. Nitekim daha sonraları hem Roman hem de Germen kökenli diller bu sözcüğün karşılığı ile din anlamını tanımlamak yerine yine bu sözcüğü kullanmayı tercih etmiştir; religion veya religione gibi.

Roma tarihi ve halkın günlük yaşamı için dinin önemi Livy'nin tarihinde de görülebilir. Roma tarihine dair neredeyse her türlü olgu, yükselişlerden çöküşlere kadar, rahatlıkla dine bağlanarak açıklanabilmekteydi. Nitekim ilk dönem Roma dininde neredeyse her olay için bir tanrı veya tanrıça bulunması da bunun göstergelerinden sayılabilir.

Roma Dininin Bazı Özellikleri

Romalıların dini anlayışının gelişmişliğine rağmen cumhuriyetin sonuna kadar dini tanımlanabilecek fikirler yazına dökülmedi. Yunan kültürünün Roma'da yoğun biçimde etkili olmaya başlamasıyla yazar ve düşünürler dini konulardaki şahsi fikirlerini yazına dökmüşlerdir. Örnek olarak Cicero verilebilir.

Bunun nedeni dinin karakteristiki yapısı da olabilir. Her ne kadar bugün Roma dini olarak tanımlansa da o dönemdeki din tanımı bugünkü sistematik ve belirli başlıkları içinde bulunduran din tanımından çok farklıydı. Roma dini hiçbir zaman modern din anlayışına sahip olamamıştır. Gerek erken dönemlerindeki kültik yapısı gerekse sonraları yaşanan başta Yunan olmak üzere farklı kültür ve milletlerin dini yapılarının etkileşimi sistematik bir din oluşturamamıştır. Sınırları muğlak, kuralları esnekti. Her ne kadar bir tür ruhban sınıfı (rahip ve rahibeler), ilahilik gibi kavram ve kurumlar yer alsa da bunların hepsi sistematik bir biçimde bütün oluşturmamaktaydı. Zaten sonraki dönemlerde farklı kültürlerden gelen dini öğeler ile dini yapı çok farklı bir hâl almıştır.

Roma politeizmi ve inanç yapısı, özellikle son zamanlarında, birçok farklı kültürü barındırsa da bunlardan en etkin olanı her zaman Yunan inancı olmuştur. Ayrıca, güç sembolleri ve bazı kamusal ibadetler yoğun oranda Etrüsk kültür ve inancından etkilenmiştir. Aslında Etrüskler Roma'ya MÖ 6. yüzyılda sadece kısa bir süreliğine egemen olabilmişlerdir. Büyük ihtimalle bu sembolizm ve ibadet ilhamı bizzat Romalılar tarafından yapılmıştır.

Erken Roma Mitinin Doğası

Arkaik Romalıların bir mite sahip olmadıkları söylenebilir. Bununla kastedilen, sonraki dönemde şairlerinin Yunan mitolojisinden esinlenmesine karaki dönemde, Romalıların tanrıların kökenine dair, Yunandaki Titanomaki veya Zeus'un Hera tarafından baştan çıkartılması gibi, bir mit anlayışının veya sıralı bir anlatının bulunmamasıdır.

Romalıların bu erken dönemde sahip oldukları dini yapı iki ana nokta ile tanımlanabilir:

1. Çok gelişmiş bir ayin sistemi, ruhban okulları ve ilgi tanrı "küme"leri;
2. Kentin (Roma kentinin) bulunuşu ve kuruluşuna dair çok zengin bir tarihi mitler yapısı ki bu yapı fani insanlar ile birlikte çoğu ilahi müdahaleyi de içerir.

Erken Dönem Mitolojisinde Tanrılar

Romalı tanrı anlayışı, erken dönemde, Yunandakinden çok farklı bir biçimdeydi. Örneğin, eğer bir Yunana Demeter'i soracak olsaydınız, büyük ihtimalle, ünlü mitten yani, Hades'in Persephone'yi kaçırışı üzerine Demeter'in yaşadığı acılardan bahsedecektir. Fakat bir Romalıya Ceres hakkında sorarsanız size onun resmi bir rahibinin, flameninin, olduğunu bu rahibin Jüpiter, Mars ve Quirinus'un flamenlerine karşı ast, ama Flora ve Pomona'nın flamenlerine karşı üst olduğunu belirtecektir. Ayrıca onun diğer ziraat tanrıları Liber ve Libera ile birlikte bir üçlü oluşturduğunu da belirtebilir; ve hatta, ona bağlı olan belirli görevleri olan daha ast tanrıları sıralayabilir: Sarritor (yabani otları temizleme), Messor (hasat yapmak), İnsitor (tohum ekmek) vb.

Bu örnekten de anlaşılabileceği gibi, arkaik Roma mitolojisi, en azından tanrılar ve tanrı anlayışı açısından, anlatılardan değil de tanrılar arasında ve tanrılar ile insanlar arasında yer alan kenetlenmiş ve kompleks bir ilişkiler ağından oluşmaktaydı.

Erken Romalıların özgün dini, daha sonraları birçok farklı ve çelişen inancın eklenmesi ve özellikle de Yunan mitolojisinin büyük bir kısmının asimile edilmesiyle, çok farklı bir hal ve yapıya dönüşmüş, farklılaşmıştır.

Roma Tarihi Hakkında Erken Dönem Mitolojisi

Tanrılar hakkında bir anlatı geleneği olmasa da Romalıların kentlerinin (Roma'nın) bulunuşu, kuruluşu ve ilk dönemleri hakkında çok zengin ve yarı-tarihi yarı-efsanevi anlatı kültürleri mevcuttu. İlk krallar, Romulus ve Numa gibi, tamamen mitik bir doğaya sahipti ve bu tür efsanevi öğeler Cumhuriyetin ilk dönemlerine kadar uzanabilmekteydi.

Bugün, Aeneid ve Livy'nin ilk bir-iki kitabı bu insan mitolojisinin en önemli kaynaklarını oluşturmaktadır.

Özgün Roma ve İtalik Tanrılar

Reski rahiplik, roma ayinsel ibadet ve uygulamalarını iki tanrı sınıfına ayırmaktadır: di indigetes ve de novensides veya novensiles. İndigetes Roma devletinin, şehrinin, özgün tanrılarıydılar ve böyle yaklaşık 30 tanrıya adanmış özel bayramlar (festivaller) mevcuttu. Novensides ise kültleri tarihi süreçte daha sonraları şehre gelmiş tanrılardır ki bunların ortaya çıkışları genellikle belirli bir kriz veya ihtiyacın doğduğu bilinen, belirli tarihlerdir.

Erken Roma tanrılarına, di indigetes`e, ilaveten çeşitli etkinlik ve eylemlerde çağırılan özelleşmiş veya uzmanlaşmış küçük tanrılar da mevcuttu. Bu tür eylemlere ayinsel bir boyut kazandırılmıştı, örneğin ekini ekerken belli bir tanrı ismiyle çağırılır, hasat ederkense bir başkası çağırıldı. Aslında bu yoğun ayin kültürünün ve küçük tanrı anlayışının temelinde politeizmden çok bir tür polidemonizm yatmaktaydı; zira bu küçük tanrıların güçleri ancak uzmanlaştıkları/özelleştikleri eyleme yetmekteydi, diğer eylemlerde herhangi bir güçleri bulunmuyor ve bu nedenle de tanrıdan çok bir tür ilahi ruh kavramına yakındılar.

İlk panteonun başında Jüpiter, Mars ve Quirinus üçlemesi (ki bu üçünün rahipleri veya flamenleri en yüksek dereceye sahiptiler) ile Janus ve Vesta bulunmaktaydı. Erken dönemde bu tanrıların pek bir kişilikleri (veya şahsi özellikleri) yoktu ve kişisel tarihlerinde evlilik ve soy ağaçları bulunmuyordu.

Yabancı Tanrılar

Roma devleti etrafındaki bölgeleri fethettikçe komşu kültür ve toplulukların yerel tanrıları da Roma mitolojisine giriş yapmıştır. Romalılar geleneksel olarak yeni fethedilen yerlerin tanrılarına da kendi özgün tanrıları ile bir tutmuş aynı saygı ve onuru bahşetmişlerdir. Birçok seferde yeni fethedilen bölgenin tanrılarının da Roma'da yeni tapınaklarda yer almaları için davette bulunulmuştur. Bu nedenle Roma'ya özgü olmayan birçok farklı kült, tanrı ve tanrıça Roma mitolojisine giriş yapmış kimi zaman bu yeni tanrı ve tanrıçalar hali hazırda Roma mitolojisinde var olan belirli tanrı ve tanrıçalarla özdeşleştirilmiştir.

Aera Cura:
Roma mitolojisinde, yer altı (ahiret) dünyasında şeytani bazı bölgelerle ilgili bir tanrıçadır.


Ceres:
Roma mitolojisinde anne sevgisinin ve büyüyen bitkilerin (özellikle tahılların) tanrıçasıydı. Satürn ve Rhea'nın kızı, Jüpiter'in eşi ve kız kardeşiydi. Jüpiter'den Proserpina'nın annesiydi ve Juno, Vesta, Neptün ve Pluto'nun da kız kardeşiydi. Ayrıca Sicilya'nın baş tanrıçası, koruyucusuydu.


Concordia :
Roma mitolojisinde barış, esenlik, anlaşma ve uyum tanrıçası. Zıddı Discordia'dır. Ona tapılan birçok tapınak mevcuttur, bunlardan en eskisi M.Ö. 376 tarihinde Marcus Furius Camillus tarafından yaptırılan ve Forum Romanum'da bulunan tapınaktır. Bu tapınak aynı zamanda Roma senatosu için bir toplantı yeri haline gelmiştir, Roma senatosu sık sık burada toplanmıştır. Çoğu zaman bir kâse ve barışın, zenginliğin sembolü olan içinden meyveler fışkıran bir boynuz (cornucopia) ile resmedilmiştir.

Copia:
Roma mitolojisinde bolluk tanrıçasıydı, bolluk kavramının kişileştirilmiş haliydi. Bir diğer Roma tanrıçası olan Fortuna yani şans ile ilişkilendirilirdi.Genellikle bereketin simgesi olan bir cornucopia, meyveler taşıyan (saçan) bir boynuz, taşırken tasvir edilmiştir.

Cura:
Roma mitolojisinde insanları kilden yaratan tanrıçadır.

Dea Dia:
Roma mitolojisinde büyüme, gelişmenin tanrıçasıdır.Sıklıkla Ceres (Yunan mitolojisinde Demeter) ile beraber anılır. Fratres Arvales diye anılan rahipleri, Mayıs ayında düzenlenen Ambarvalia festivalinde onu anarlar, kutlarlardı.


Dea Tacita ("sessiz tanrıça"):
Roma mitolojisinde ölü(lerin) tanrıçalarından biri. Daha sonraları arz tanrıçası Larenta ile eşit tutulmuştur.


Disciplina:
Roma mitolojisindeki küçük (ast) ilahlardan, disiplinin tecessümü (vücut buluşu/bulmuş hali) ve tanrıçası. Özellikle imparatorluk askerleri tarafından tapınılırdı.


Fides ("inanç"):
Roma mitolojisinde inanç, vefa ve sadakatin tanrıçasıydı. İnancın kişiselleştirilmiş halidir. Capitol'deki tapınağında Roma Senatosu yabancı ülkelerle aralarında yapılmış antlaşmaları saklardı; bunları Fides korurdu.Fides Publica Populi Romani yani "Roma devletine sadakat" ismiyle de tapınılırdı.Zeytin dalıyla taçlandırılmış genç bir kadın olarak, bir kupa veya kaplumbağa ile birlikte tasvir edilir.Yunan mitolojisindeki dengi Pistis'tir. Flora, Roma mitolojisinde çiçek ve bahar tanrıçasıdır.Roma'ya Sabinler'den gelme bir tanrıçadır. Çiçek açan her bitkinin yönetimi onun elindedir. Söylenceye göre, Zeus'a (Jupiter) kızan Iuno, erkek araya girmeden çocuk doğurmak istemiş. Ona, dokunduğu kadını gebe bırakan bir çiçek veren Flora, Mars'ı (Ares) doğurmasını sağlamış. Romalılar takvimlerinin ilk ayına baharın başlangıcı olan Mars (Mart) adını vermişlerdir.

Fortuna:
Roma mitolojisinde şansın cismani hali, tanrıçasıdır. Yunan mitolojisindeki Tyche'ye denktir. Fortuna her zaman olumlu değildir: bazen şüphelidir (Fortuna Dubia); değişen şans olabilir (Fortuna Brevis) veya mutlak şeytani şans (Fortuna Mala) olabilir. Hayattaki farklı yönlere göre bu tip farklı isimler altında Roma İmparatorluğunun her yanında tapılırdı, adına birçok tapınak bulunurdu.

Laverna:
Roma mitolojisinde hırsızların, şarlatanların koruyucusu, tanrıçasıydı. Gayri yasal yöntemlerle elde edilen paranın tanrıçasıydı.

Libitina:
Roma mitolojisinde ölümün, cesetlerin ve cenazenin tanrıçasıydı. İsmi ölüm sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanılmaktaydı. Bazı geleneklerde Venüs veya Persephone ile bir tutulmuştur.
Mellona, Roma mitolojisinde arı ve arıcılığın tanrıçası. İsmi "bal" anlamına gelen mel kelimesinden türemiştir.
Moneta, Roma mitolojisinde zenginlik ve mal varlığının tecessümü yani vücut buluşu (veya vücut bulmuş hali) ve tanrıçasıydı. Tam olarak bilinmeyen nedenlerden ötürü Romalılar onu Yunan mitolojisindeki Mnemosyne'ye denk görürlerdi.

Naenia:
Roma mitolojisinde cenaze(lerin) tanrıçası.

Nixi:
Roma mitolojisindeki doğumla ilgili tanrıçalar. Doğum sırasında doğum yapan kadını korumaları için çağrılırlardı. İsim nithor yani "doğurmak"tan türemiştir.

Patalena:
Roma mitolojisinde çiçek(lerin) tanrıçasıydı.
Providentia, Roma mitolojisindeki basiret (ileriye görme/ön görülülük) tanrıçasıdır.

Securitas:
Roma mitolojisinde güvenlikten, özellikle de Roma İmparatorluğunun güvenliğinden sorumlu tanrıçaydı.

Spes:
Roma mitolojisinde umut tanrıçasıdır, umutun tecessümüdür, cismanileşmesidir. "Son tanrıça" olarak anılırdı, bu umudun insana kalan son kaynak, son şans olduğuna bir göndermedir. Forum Holitorium'da ona adanmış bir tapınağı bulunurdu. Genellikle elinde barışı ve bolluğu temsil eden meyve saçan boynuz - cornucopia ve bir çiçek ile resmedilmiştir. Yunan mitolojisinde Elpis olarak geçer.

Veritas:
Latince "hakikat, doğruluk" anlamına gelen Veritas, Roma mitolojisi'nde hakikatın tecessümü (vücut bulmuş hali) ve tanrıçası idi. Tanrıça Veritas, Saturn'un kızı olarak bilinirdi. Ayrıca, veritas Antik Roma'da doğruluk erdemine de verilen isimdi ve çok önemliydi.
Antik Roma'daki öneminin yanı sıra terim bugün Harvard Üniversitesi'nin sloganıdır ve üniversite ile özdeşleşmiştir. Ayrıca birçok üniversitenin sloganlarında da yer alır.

Vesta:
Roma mitolojisinde ocak, yuva (ev) ve ailenin bakire tanrıçasıydı. Yunan mitolojisindeki Hestia'ya denkti. Belirli bir kişiliği olmadığı gibi, mitlerde hiç yer almamış, hiç betimlenmemiştir; kutsal alev onun esrarlı varlığı idi. Roma mitolojisinde çok kutsal bir yere sahipti.

Vica Pota:
Roma mitolojisindeki zafer tanrıçasıdır. Velia'da tapınağı vardı.

Victoria:
Roma mitolojisindeki zafer tanrıçası. Yunan mitolojisindeki dengi Nike'dir.

 

 
Duyurular  
 

Sitemiz yapım aşamasındadır.

iletişim: pirsultan_109@hotmail.com

 
Kitaplıktan Seçmeler  
 

Fransa / Mayıs 68 – M. Şehmus Güzel (Yeni çıktı!)

 
Medya  
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol