Anadolu Mitolojileri
Hitit mitolojisi
Mezopotamya kaynaklarından esinlenmiş, Hatti ve Hurri etkisinde kalmıştır.
Hitit mitolojisi ve buradan hareketle panteonunun odağında fırtına tanrısı bulunur. Baş tanrı olan eril fırtına tanrısının dışındaki bir diğer temel ve önemli kavram ise, Hitit öncesi ve sonrası Anadolu mitoloji ve kültürlerinde de rastlanan, dişil güneş tanrıçasıdır ki bu tanrıça bir tür ana tanrıça karakteridir ve arz ile özdeşleştirilmiştir. Bu kavramlarda köken araştırılmasına gidildiğinde varılan sonuçlar genellikle fırtına tanrısının Avrupa-Hint kökenli olduğu, güneş tanrıçasının ise bölgenin yerel halklarından Hattilerden alınmış olabileceğidir.[1]
Hitit mitolojisi, Hititler öncesi Anadolu kavimlerinin inançlarından ve çevre inançlarından etkilenmiş olsa da en önemli karakteristiklerinden birisi, özellikle erken dönemlerde senkretizasyondan uzak olması ve hatta bir nevi bilinçli bir şekilde senkretizasyondan kaçınmasıdır. Örneğin Hitit mitolojisinin ana karakteri olan fırtına tanrısı aynı zamanda büyük oranda yerelleşmişti; yani farklı yörelerin kendi yerel fırtına tanrıları vardı. Bu fırtına tanrısı kavramı odak alınarak millî veya genel bir karakterin vurgulanmasının yanı sıra bunun yerelleştirilmesiyle yerel karakterin de vurgulanmasını içerir.
Bununla birlikte Hitit İmparatorluğu’nun genişlemesiyle birlikte belirli bir noktadan sonra senkretizasyon da görülmeye başlanmıştır. Bunun en bariz örneği, siyasî yayılmayla birlikte kraliyet arşivlerinde bahsedilen tanrı ve tanrıça isimlerinde Suriye ve Mezopotamya’da tapınılan tanrı ve tanrıçaların da isimlerine rastlanmaya başlanmasıdır. Yine yapılan antlaşmalarda geçen (antlaşmaya) tanık tanrıların listelerinde de Hatti ve Avrupa-Hint dışı kökenli, çevre mitolojilerde yer alan tanrılar da rastlanmaktadır. MÖ 13. yüzyılda Hitit mitolojisinde senkretizasyonun bir başka temsili olarak kabul edilebilecek bir yenilik daha yaşanmıştır: tanrı ve tanrıçaların gruplaştırılması. Buna göre tanrı ve tanrıçalar kaluti olarak anılan “daireler” içerisinde gruplaştırılmışlardır. Bugün Türkiye topraklarında bulunan Yazılıkaya’daki rölyeflerde betimlemelerine rastlanan bu olayın bir başka ilginç yönü de betimlemelerden Hatti kökenli olduğu anlaşılan çoğu tanrı için Hurri dilinde isimlerin kullanılmasıdır[2] ki bu senkretizasyonun en bariz ve kalıcı örneğidir.
Bununla birlikte Hitit mitolojisinde sistematik bir senkretizasyondan veya herhangi bir şekilde sistematik olarak kabul edilmiş bir mitik hiyerarşiden söz etmek pek doğru olmaz, zira resmî anlamda diğerlerinden üstün görülen ve kabul edilen bir mitik hiyerarşi bulunmamaktaydı
Hitit güneş tanrıçasının en önemli kült merkezi Arinna kentiydi. Söz konusu güneş tanrıçasının adı tam olarak bilinmediği için, genellikle "Arinna'nın güneş tanrıçası" olarak anılırdı.
Arinna'nın tam olarak nerede olduğuna dair çeşitli varsayımlar vardır ancak Arinna'nın bugünkü Alacahöyük olduğu düşünülmektedir.
III. Hattusili, Urhi - Teşup'u tahttan indirip kendisini kral ilan ettikten sonra, eşi tavananna Puduhepa ile koruyucu tanrıçalarına şükranlarını ifade eden dualar yazdırmışlardır: "Ey, Arinna'nın Güneş Tanrıçası, Hanımım, bütün ülkelerin kraliçesi, Yer ve Gök Tanrıçası."
Hititlerin tanrılar aleminde; kadın elemanı simgeleyen tanrıçalarına özel bir yer verildiği, Arinna'nın Güneş Tanrıçasının ise devletin ve orduların koruyucusu olduğu, aynı zamanda Ana Tanrıça özelliğini de taşıdığı izlenmektedir.
Hitit dini ve Hitit politeizmi
Hititlerin inandığı ve uyguladığı, Hitit kültüründe yer alan, inanç, gelenek, liturji ve mitoloji bütününe verilen addır. Politeistik (çoktanrıcı) bir din olan Hitit dini, Hitit İmparatorluğu’nun siyasî gelişiminin yanı sıra, ve hatta bundan daha yüksek oranda, halkın Anadolu’daki yaşayış biçiminden etkilenmiştir. Bu sebepledir ki Hitit dini köy hayatı bazlı, pastoral, tarım vurgusu barındıran semboller ve yapılar içeren bir dindir.
Yazılıkaya'da ahiretteki (yeraltı dünyası) 12 tanrıyı betimleyen rölyef.
Kamrusepa veya Katahziwuri (ayrıca Ana Kamrusepa)
Hitit mitolojisinde şifa ve tıp tanrıçasıdır. Ay-tanrı'nın cennetten düşüşüne tanık olmuş ve bunu bildirmiştir. Aruna'nın annesidir. Bir tablette ateş büyüsü kullanarak çeşitli hastalıkları nasıl giderdiği anlatılmaktadır.[1] Hitit'in yanı sıra Hurrilerce de inanılırdı.