Siyaset kuramları
İdeoloji siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü. En basit tabirle bir ideoloji, düzenlenmiş, yapılanmış bir fikirler bütünüdür. Bu fikirler bütünüde siyasetin temeli olan siyasi ideolojileri oluşturmuştur.
Muhafazakârlık
Muhafazakârlık, var olan durumu koruma amacını güden düşünce tarzı. Toplumun değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan sağ kanat siyasi ideoloji.
Muhafazakârlığın değişime karşı direniş olarak tanımlanması, özellikle değişim isteyen sol ideolojiler tarafından eleştirilir. Muhafazakârlık bir sağ ideolojidir. Muhafazakârlığın var olan kazanımları ve değerleri korumak şeklinde bir yanı da vardır. Bu açıdan bakıldığında, herkes, solcular dahil, istedikleri toplumsal düzen gerçekleştiğinde muhafazakârlaşabilirler. Nitekim Sovyetler Birliği'ndeki solcu rejime karşı olanlar (örneğin Troçkistler) bu rejimi muhafazakârlaşmakla suçladılar.
Komünizm
Komünizm, sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir.Maneviyatı reddeder. Komünizm sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Manifesto ile birlikte anılır.
- Ana madde: Komünizm
Sosyalizm
Sosyalizm, iktidar ve üretim araçlarının halk tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan bir düşünce sistemidir. Bununla birlikte, sosyalizmin fiili anlamı uygulamada zaman içinde değişmiştir. Siyasî bir terim olması nedeniyle, sınıfsız bir toplumun oluşturulması amacıyla, devrim ya da toplumsal evrimle örgütlü bir emekçi sınıf kurulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Sosyalizm, kökenlerini sanayileşme dönemindeki aydınlanma düşüncesinde dile getirilen siyasal ve sosyal eşitlik isteğinden almıştır.
- Ana madde: Sosyalizm
Liberalizm
Liberalizm, özgürlüğü birincil politik değer olarak ele alan bir ideoloji, politika geleneği ve düşünce akımıdır. Genel anlamda liberalizm, bireylerin ifade özgürlüğüne sahip olduğu, din, devlet ve kimi zaman kurumların gücünün sınırlandırıldığı, düşüncenin serbest bir şekilde dolaştığı, özel teşebbüse olanak sağlayan bir serbest piyasa ekonomisinin olduğu, hukuğun üstünlüğünü geçerli kılan şeffaf bir devlet modeli ve toplumsal hayat düzeni hedefler.
- Ana madde: Liberalizm
Anarşizm
Anarşizm kavramı Yunanca anarchaia'dan (hükümetin olmaması durumu) gelir. İnsan özgürlüğünü kısıtlayan tüm otoritelerin ortadan kaldırılmasını ve barış, uyum ve işbirliği ilkelerine dayanan yeni bir toplumsal düzen yaratma düşüncesindedir. Anarşistlere göre devlet ve devletin kurumları toplumu sömürmek için güç odakları tarafından yaratılmış bir araçtır.
- Ana madde: Anarşizm
Faşizm
Faşizm pek çok açıdan, Fransız İhtilali sonrasında serpilip büyüyen akılcılık, ilerleme, özgürlük ve eşitlik gibi değerlerden mürekkep Batı siyasal düşüncesine karşı bir tepki olarak görülebilir.Bu değerlerin yerini faşizmde birlik, mücadele, liderlik ve güç gibi olgular almıştır.Bu bakımdan İtalyan faşistlerin kullandığı "1789 öldü" sloganı oldukça anlamlıdır.[1] Faşizm genel olarak seçilmiş bir ulus olma bilinci, demokrasinin reddi ve yayılmacı dış politika temellerine dayanır.
- Ana madde: Faşizm
Siyasal Sistemler
- Ana madde: Yönetim biçimleri
Siyasal sistem, sosyal sistemin bir dalı olduğu için toplumlar arasında farklı sistemler ortaya çıkmıştır.Siyasal sistem genel olarak devlete bağlı olan kurumların birbirleri arasındaki ilişkiler ve yöneten ile yönetilenler arasındaki ilişkilerin bütünüdür.Siyasal sistemler yöneten ve yönetilenin sayılarına göre kategorilendirilir.
Platon'a göre ilk siyasi sistem patriarşidir.Bu küçük toplumlardaki daha çok aileler içinde uygulandığı varsayılan bir sistemdir ve yöneten pozisyonunda, erkek ve en yaşlı olan kişi bulunmaktdır.Ailelerin birleşmesiyle büyüyen toplumlarda, bir ailenin yönetimde bulunması ile monarşi birden fazla ailenin bulunması halinde ise aristokrasi sistemleri ortaya çımıştır.Sistemin bilgelikten çok şan ve şöhrete önem vermesinden dolayı bozulması timokrasi'yi ortaya çıkarmış ilerleyen dönemlerde yöneticiler, erdem ve bilgelikten yoksun oldukları sebebiyle, zenginlik ihtirasına bürünmüş ve oligarşi ortaya çıkmıştır.Oligarşide ortaya çıkan düzensizlikle meydana gelen çatışma sonucu yoksulun zengini yenmesi ile demokrasi oluşmuştur.Fakat Platon, halkın tamamının siyasete karışmasının toplumu bozacağını ileri sürer.Bu durumda ise toplum Tiranlık sistemine teslim olur ve köleleşir.Platon bütün siyasi sitemleri bu şekilde tasnif eder ve özetler.
Aristo sınıflandırması
Platon'un bu bilgileri ışığında Aristo'nun siyasi sitem sınıflandırması siyaset bilimciler tarafından genel kabul görmüştür.
- Ortak iyiliği amaçlayan tekin yönetimi:Monarşi
- Ortak iyiliği amaçlayan azınlığın yönetimi:Aristokrasi
- Ortak iyiliği amaçlayan çoğunluğun yönetimi:Politeia
- Tekin çıkarını amaçlayan tekin yönetimi:Tiranlık
- Zenginlerin çıkarını amaçlayan azınlık yönetimi:Oligarşi
- Yoksulların çıkarlarını amaçlayan çoğunluğun yönetimi:''''Demokrasi''''[2]
Modern dünya sistemleri
1950'ler ve 1960'larda sistemlerin sınıflandırılması çabaları, değişen sistemlerle birlikte devam etti.Soğuk Savaş'ın keskin karşıtlığı ile birlikte "üç dünya" yaklaşımı ortaya çıktı.Buna göre dünya üç ayrı blok halinde bölünebilirdi.
- Kapitalist "birinci" dünya
- Komünist "ikinci" dünya
- Gelişmekte olan "üçüncü" dünya[3]
Ancak 1970'lerde başlayan ve günümüzde hala devam eden Asya, Afrika ve Latin Amerika demokratikleşme çabaları "üçüncü" dünyayı, 1990'ların başındaki Doğu Avrupa devrimleriyle de "ikinci" dünya rejimleri çökme dönemine girdiler